“(Azerbaycan) Kurtuluş Savaşı dönemi Hariciye Vekili Ahmet Muhtar Bey
şöyle diyordu: ‘Bölgede çok büyük oyunlar oynanmaktadır. Endişemiz şu ki,
İngilizler ile Bolşevikler Türk âlemi ile bizim aramıza bir [Büyük Ermenistan] kurmak istiyorlar’”.
(Beşir Mustafayev)
***
Osmanlı iyice zayıflamış,
ayakta durabilecek gücü kalmamış, başkentine yabancı askerler sızmış,
kararlarını yabancıların etkileriyle alır olmuş, bırakın etrafına bakabilmeyi,
saltanat sahipleri kendilerini (saltanat şehrini) kurtarmanın telaşına düşmüş.
Bu durumda, dünya emperyalizminin gözü Türklerin yaşadığı alanların
talanıdadır. Çünkü onları savunabilecek güç yedi ayrı cephede vuruşmakta ve son
sıkım kurşunlarını saklamaktadırlar. Sair bölgelerdeki Türkler tek başlarına
kalmışlardır ve savunmasızdırlar. Gençler cephede, şehir, köy ve mahallelerinde
kalanlar ihtiyarlar, kadınlar ve çocuklardır.
“Türkler, hiçbir zaman Ermenilerle savaşıp onların vatanını ele geçirmemiştir.
1071 yılında Selçukluların Anadolu’ya gelişi, Ermenileri memnun etmiştir.
Türkler, Bizans baskısından kurtardığı Ermenilerin dinine, diline ve kültürüne
dokunmamış; Ortodoks olmadıkları için Bizans zamanında sapkın denilerek
İstanbul’dan kovulan Ermeniler, fetihten sonra bu şehre dönmüşlerdir. Türk yönetimi,
onların ziraat ve ticaretle uğraşarak rahat bir hayat yaşamalarına zemin
hazırlamıştır. Gün gelmiş Ermeniler, bir millet-i sadıka olarak devlet
yönetiminde söz sahibi olmuş, bakan, başbakan, müsteşar ve büyükelçilik
görevleri yapmışlardır.” (Yunus
Zeyrek, Bu dosyayı kaldırıyorum, Ermeni Dosyası)
Üzerinde yaşadığımız vatan
toprağı asırlardan beri birçok milletin sahip olmak istediği stratejik önemi
haiz bir coğrafya parçasıdır. İngilizler, Fransızlar ve Ruslar gibi Hristiyan
topluluklar çoğu zaman da birleşerek ve aynı planları uygulayarak Anadolu’yu
ele geçirmeye çalışmışlardır. Sıcak denizlere inmek emeli asırlardır Rusların
hayalini süsler. Boğazlardan geçerek inmenin dışında da başka yol bulamazlar.
Bunun için, Türkler içinden buldukları devşirmeler aracılığı ile Ermenileri
ayaklandırırlar, sadece Ermenler değil sair etnik unsurları da kullanmak
isterler. Rusların vaatleri Ermenilerin aklını başından alır. 93 savaşı namıyla
bilinen Osmanlı Rus savaşında (1877) Doğu Anadolu’da yirmi bir vilayette bağımsız
bir Ermeni devleti vaadi ile Kafkasya’dan gelen Çar orduları saflarında savaşa
girerler. Casusluk yaparlar, baskınlar yaparlar ve yüzbinlerce Türkü
boğazlarlar. Kendilerine ‘sadık’ diyen bir devlete ihanet ederler.
Ki, yine özellikle Rusların
kışkırtması neticesi 19. Yüzyılın başından itibaren Ermeniler başkaldırmışlar
çok kanlı isyanlar gerçekleştirmişlerdir. “1894 yılında Sason, büyük bir Ermeni ayaklanmasına sahne oldu. Bu
isyanı tertipleyen Boyacıyan isimli komitacı, isyanın bastırılmasıyla dışarı
kaçtı. Boyacıyan, 1908’de Kozan Mebusu olarak Meşrutiyet Meclisi’nde yer
alacaktı!. Bundan bir sene sonra 1895 yılında, yediden yetmişe silahlanan Maraş
Ermenileri, Zeytun’da önce telgraf tellerini keserek haberleşme imkânını
ortadan kaldırdılar. Sonra baskın düzenledikleri kışlada 600 askeri esir
aldılar ve hepsini Ermeni kadınlarına öldürttüler. Bu isyanın bastırılması
sırasında 13 bin asker, 7 bin Müslüman, 6 bin Ermeni öldü!” (Zeyrek
aynı eser) Ermenilerin saldırıları bir türlü bitirilemedi, bu yüzden
Doğu Anadolu halkının Ermeni çetelerine karşı kendini savunması için aşiret
beylerinin komutasında Hamidiye Alayları adıyla bilinen Kürt milis hareketi
kuruldu. Ki, zamanımızda Kürtleri Ermenilere karşı kullanmak hususunda
aleyhimize propaganda yapılmaktadır.
Askerin ve polisin zayıf
olduğu bir anda 1909 yılında Adana’da ayaklandılar. Halk kendisini korudu ve
isyanı bastırdı, ancak “Adana
Valisi Cemal Paşa kendini savunan halkı cezalandırdı. 50 kişiyi Talat Paşa’nın
onayı ile idam etti. İlahi adalet, günahsız insanları idam ettiren bu iki devlet
adamından birini Berlin’de, diğerini Tiflis’te Ermenilere katlettirdi” (zeyrek,
aynı eser)
Ermenilerin şımardıkları
zamanlardı bunlar. İstanbul’da bile Türklere hakaretler ediliyor, taş atmalar
ve kurşunlamalar yapılıyordu. Yakalanan Ermeniler yabancı elçiliklerin
baskılarıyla kurtarılıyordu. Türkler iyiden iyiye ezik bir hayat yaşıyorlardı,
yaşamak denilirse!. Hıristiyan ülkeler topluca Ermenileri kullanıyorlardı.
Bunlar bilindiği halde, gani gönüllü Türklerin Meşrutiyet Meclisinde 14 Ermeni
milletvekili bulunuyordu!.
Seferberlik zamanı. Ermeni
lideri 2 Ekim 2013’te Ermenilerin korunmasını Çar’dan ister, Çar Ermeniler için
parlak bir gelecek vaat eder. 1914 birinci dünya savaşı başlar. Fırsat kollayan
Ermeni-Rus ortaklığı askersiz kalan Van şehrini ele geçirirler. 30 bin kişiyi
öldürürler. Van gölünü Müslümanların cesetleriyle doldururlar. Kadınlara
işkence ve tecavüzleri anlatmaya yürek ister! Aynı durumlar, Muş ve Bitlis
şehirlerinde de yaşanmıştır. İnsanlık tarihinin utanç verici sayfalarıdır
bunlar, kadın, yaşlı, çocuk ayırımı yapılmadan sivil halk vahşice katledildi. “1915 yılında çıkarılan ve Ermeni
azınlığını daha gerilere çekmeyi hedef tutan meşhur sevkiyat Kanunu’nun aslında
ne kadar haklı sebeplere dayandığını ortaya koymuştur. Sonradan eleştirilen bu
kanun, bir zaruretti ve bu zarureti de Ruslar tarafından kandırılmış,
devletleri aleyhine isyana ve vatandaşlarını katliama kışkırtılmış olan
Ermenilerin bu tutumu doğurmuştur.” (Zeyrek, aynı eser)
24 Nisan’da yayınlanan
emirname ile ermeni komitacılarının tutuklanması istenmiştir. Ele geçirilen
liderler muhtelif cezaevlerine gönderildiler. Ermeni terörünün beli kırılmış
fakat ayaklanmalar durdurulamamıştı, çünkü Çanakkale, Filistin, Kafkasya
cephelerinde savaş devam ediyordu, üstelik Ermeni çeteleri savaş cephelerine
gönderilen yardım konvoylarını vuruyor ve ikmal yollarını tıkıyorlardı.
“yapılması gereken şuydu: Savaş zamanı düşmanla işbirliği yapan,
devlete arkadan vuran ve savaşan ordumuzun can damarını kesen unsur, buralardan
çıkarılmalıydı. 27 Mayıs 1915’te çıkarılan sevkiyat kanunu, bu unsurun başka
bir yere naklini emrediyordu. İşte kıyamet koparılan Tehcir kanunu budur! Savaş
halinde düşmanla el birliği edenlere karşı bir tedbir almayacak devlet yoktur.” (Zeyrek
aynı eser)
(Devam edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder